Geçen ay radio be cool'da burak, göktuğ ve buğra üçlüsünün yaptığı programda, şeker kız candy'den epey söz etmişlerdi. Databank olarak bende gerekli araştırmaları onlar için yapmıştım. Şeker kız candy'i anne zoruyla izleyen bir genç olarak,(annem tam bir sayko) bu program kırmızı başlıklı kız'ın kötü yola düştüğü program kadar hoşuma gitmişti. Bende normal değilim anladığınız kadarıyla..neyse.. Programdan sonra karşı koyamadığım "şeker kız candy" izleme isteğime engel olamayıp,bölümleri tekrar tekrar izledim arkadaşım. evet.
Bizim çocukken izlediğimiz versiyonda herşey çok daha acıklıydı. Terry ile kavuşamıyorlardı falan filan.Tabii mutlu son manyağı bir insan olduğum için, aradım italyan versiyonunun daha kayda değer bir versiyon olduğunu farkettim. Terry yani italyan versiyonunda ki Terrence; bildiğiniz gibi zengin,serseri, ayyaş, çekici, gizemli, hoyrat ve en önemlisi de ihtiraslı bir genç arkadaşımızdı..(ha siktir diyor, aşık mı oldum ne?!) Neyse ilerleyen zamanlarda da bu uzun saçlı zibidi arkadaşımız formundan bir şey kaybetmiyor, aksine daha da tapılası bir hal alıyor. İtalyanca konuştuğu zamanda dadından yenmiyor arkadasım! Anlayacağınız annelerin, tam evlenilecek erkek gözüyle baktıkları sünepe Anthony'e, sigarası, uzun saçları ve siyah pelerini ile kaç basar bunu tartışmak istemiyorum, her cümlede bir Terry istiyorum. Kapatalım bu konuyu ..İtalyan versiyonu 15 bölümden oluşuyor,Terry'nin Broadway' de Shakespeare'i oynadığı candy'nin ise florence nightingale olduğu zamanlar..(o nedir ki? ahua)
Allem ediyorlar kallem ediyorlar sonunda kavuşuyorlar..Arada ki hareketler ve olaylar çok kayda değer değil anlayacağınız. Ama tam bir türk filmi tadında. İkisi de aşk acısı çekiyorlar deli gibi. Terrence tam bir tarık akan, candy ise saf, gururlu masum allahın belası hülya koçyiğit pozlarında,zülal hocanın dediği gibi "the silent sufferer" modları. Bizim izlediğimiz versiyonda, candy "tepedeki prens" dediği Albert ile evlenir. Aslında her ülkenin kendine göre bir son hazırlamasının olayı şudur; Candy'nin yaratıcıları Kyoka Mizuki ve Yumiko Igrashi arasında çıkan sorunlardan dolayı çizgi dizinin sona ermiş olması. Ama hayranlarının baskısı ile bir şekilde ortaya birden fazla versiyon çıkmıştır. AMA tekrar tekrar geçiyorum üzerinden, en iyi versiyon italyan versiyonu. Seslendirme müthiş ötesi. Zaten mutlu son da var, e daha ne istiyeyim diyorsunuz..Ama terry benim hasta olduğum ismi ile "terrence" tam hatunların aşık olmak istediği tarz da bir adammış ben bunu anladım. Leş, kürt, pis bir insan, uzak durulması gereken biri en azından(!) ama kıyafetleri, tavırları, umursamazlığı, yavşaklığı ve maalesef bizim acı çekme potansiyelimizi tavan yaptırması ile tam bir "harlequin erkeği" Terrence. Daha çocukken rengimi belli ettim ben sanırım. Annem Anthony derdi ben Terry derdim. O zamandan beri kadının içinde serseri biriyle evleneceğim korkusu aldı başını gidiyor. Sevmiyorum arkadasım sünepe, iyi aile çocuğu tarzı erkekleri.. Erkek gibi gelmiyor insana. İlle acı çekelim diye de o yüzden kaşınıyor kadın kısmı. Pek mutlu oldum candy'i izleyince, eski günlere kısacık bir gezi yaptık ama ben terrence'de takılı kalmış durumdayım. (vay salak!) Ve sözlerimi Candy'nin acıklı sesinden "terrenceee terrenceeee" şeklinde bitiririm. Allah mustahakımı vericek bununda farkındayım. İyi günler gençler birliği..
"Terrreeeeeeeeeeeenceeeeee, Terrrrreeeeeeeeenceeeeeeeee!"
p.s: biri vursun beni.
Milano'da bir gün..
3 gün önce
0 reactions:
Yorum Gönder