Süper ötesi bir hafta sonundan sonra, şu yazıma "sevgili blog" şeklinde başlamak isterdim zira 2 günlüğüne çocukluğuma geri döndüm, çok mutluyum.ilkokulda günlüklerimizde yazdığımız hafta sonları kadar superito geçti bu haftasonu. ilk önce "yaz okulu pretisi " kız kardeşim izmir'den geldi. hemen kuzenler birliğini topladık, küsleri barıştırdık, eskileri karıştırdık, yenilere ortam yaptık.
pazar günü süper mario'nun yandan yemişi, evimizin direği, kontrol manyağı, efsane insan babamın dahiyane(abartma kamuran..) fikriyle sülalede ne kadar insan varsa hepsini topladık misi'ye pikniğe gittik. cumartesi gecesi dışardaydık, bünyede alkol vardı falan neyse pazar sabahı normal saatlerde pikniğe gidiceğimizi düşünerek geç yattık ama yanılmışız.
sabahın 5'nde misi'deydik. psikopat ailenin, psikopat gençleri olarak tabii ki bu durumu yadırgadık, fakat her ortama kısa sürede adaptasyonu sağlayabilen bünyelerimiz hemen kuşlara, böceklere sardı. akşama kadar perişan olduk olmasına ama abuk sabuk ne kadar aktivite varsa hepsini yaptık ve çok utanarak söylüyorum bunların hepsinden de zevk aldık.
ama ben saatlerce salıncakta sallandım arkadaşım. veletler benim yüzümden kavga etti. "abla ya in artık ya biz de sallancaaaaaaz!! ... yaa anne inmiyor bu abla?!?!" şeklinde bağrışmalara hiç aldırmadım. evet saatlerce sallandım. Amélie gibi elimi pirinç, un tarzı çuvalların içine de sokuyorum, çaktırmayın.
tamam lan tamam bitiriyorum..
ilkokulda yazdığım bir günlüğüm vardı, şayet hala aynı kalemden insan olsaydım o günü aynen şöyle yazıcaktım günlüğüme;
"sevgili günlük, bugün kuzenlerimle pikniğe gittik. ip atladık, top oynadık, salıncakta sallandık, tavla oynadık, okey oynadık, çok eğlendik. ben hamakta yatıp örtmenim abuzettin'in verdiği kitabı okudum. biraz ders yaptım. ailemi ve kuzenlerimi çok seviyorum günlük. iyi ki varlar. çok mutluyum çok!!!!"
hiç bir abartma yok, şimdi açıp baktım günlüğüme aynı ifadeler, aynı polyanna cümleleri.. anladım ki bir yanımız hep çocuk kalıyor. aman pek de iyi oluyor. zira şuan yanaklarım heide'nin yanakları kadar -mutlu- kırmızı, sesim ise şeker kız candy'nin sesi kadar canlı ve sinir bozucu.
lanet olsun "sevgili blog" ota boka eğleniyorum ama tek sorun; ben hala sallanmak istiyorum...
not bu: izmir'e gidince geçicek bu hallerim, söz veriyorum sevgili blog! (dayak yemeğe ihtiyacım var?!)
Milano'da bir gün..
3 gün önce
0 reactions:
Yorum Gönder